Ulan İstanbul kafasında, Geniş “Aile İşi”

Tanıtımları yayınlanmaya başladığından bu yana oyuncu kadrosunun merak uyandırdığı dizi Aile İşi, 17 Şubat Çarşamba akşamı, ATV ekranlarında boy gösterdi. Öncelikle dizinin 2006 yılında yayınlanmaya başlanan Güney Kore dizisi Fake Family Service’ten uyarlama olduğunu belirtelim. Aile İşi, her ne kadar bir Uzak Doğu dizisinden uyarlama olsa da Türk izleyicisinin hemen benimseyebileceği bir konuya sahip.

Henüz ilk bölümünü izlemeyenler için çok kısa bir özet geçmek gerekirse: Ece, zengin bir ailenin küçük kızıdır. Geçirdiği trafik kazası sonucu hem hafızasını hem de ailesinden herkesi kaybeder. Tek bir kişi hariç, o da Ece’nin amcasıdır. Amcası, Ece'nin hafızasını geri kazanması için, Hakan'dan (Ufuk Özkan) yardım ister. Hakan’ın kurduğu ekip bir ‘Aile İşi’nin içerisinde bulur kendilerini. Biraz hüzünlü, epeyce komik olan hikaye de bu şekilde başlar.


Kurmaca bir aile düzenini görünce hemen aklıma Ulan İstanbul geldi. Orda da bu durum biz izleyicinin ilk başlarda ilgisini çekmiş, ancak bölümler ilerledikçe senaristler yeni konular üretememeye başlamıştı ve doğal olarak sıkıcı bölümlerin ardı arkası kesilmemiş, sonunda Ulan İstanbul da final yapmıştı. Aile İşi'nin bu kısır döngü içerisine gireceğini düşünmek istemiyorum ancak dizi hakkında şöyle bir şey söyleyebilirim; bu iş ya tutar ve en az 2 sezon sürer ya da 4 bölüm sonra İzmir Marşı ile uğurlamış oluruz.

Dizideki diyaloglar ve replikler gayet başarılı. Bir iki tane internette dolaşan espri dizide kullanılmış, bu durum gözümden kaçmadı. Senaristlerin karakterler üzerinde biraz daha çalışmaları gerekiyor. Çünkü ekipte yer alan usta oyuncuların daha komik karakterlerin altından rahatlıkla kalkabileceğini biliyoruz.


Başrolde yer alan Ufuk Özkan’ın ya Geniş Aile'deki rolü üzerine yapıştı gitmiyor ya da kendisi o rolden çıkamıyor. Bundan önce yer aldığı Zengin Kız Fakir Oğlan dizisinde de hemen hemen aynı tip bir karakteri sergiliyordu. Aile İşi'nde de aynı oyunculuğu görüyor gibiyim. Bu dizinin "Geniş Aile İşi" olmaması için bir an önce Ufuk Özkan’ın Cevahir karakterinden sıyrılması gerekiyor. Belki de o kıyamadığı İtalyan stili bıyıklarına "arrivederci” demenin vakti gelmiştir.


Çocukluk yıllarımdan hafızamda kalan Sıdıka dizisinin ana-kız karakterine hayat veren Füsun Demirel ve Hasibe Eren tekrar karşımızda. Yok yok! Merak etmeyin bu sefer ana-kız değiller. Yalan Dünya dizisinde de onları ana-kız olarak görmüştük ama aynı dizinin yönetmeni Jale Atabey bu sefer biraz daha farklı bir şekilde karşımıza çıkarmış muhteşem ikiliyi. Özellikle Füsun Demirel’in hayat verdiği Leman karakteri adeta akıyor!


Jale Atabey demişken; kendisi Avrupa Yakası ve Yalan Dünya gibi uzun soluklu sit-com dizilerinin yönetmenliğini yapmış bir ustadır. Bu defa Gülse Birsel ile çalışmıyorlar ancak Aile İşi'nde yer alan ekip diğer işlerin kalitesini yansıtır nitelikte. Atabey’in sadece tek bir yerde risk aldığınıda belirtmek istiyorum. O da dizinin diğer başrolü Pelin Akil. Akil, çok yetenekli, başarılı ve güzel bir oyuncu. Ancak böyle iddialı bir ekipte başrol olarak yer alması da büyük bir risk. Bakalım bu yükün altından kalkabilecek mi?


Dizinin en büyük sürprizi ise hiç kuşku yok ki Can Bonomo! Henüz ilk bölüm olmasına rağmen şaşırtıcı bir performans sergilemiş. Daha önce oyunculuğa giriş yaptığı +18 dizisindeki çizgi altı performansıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Aile İşi'nin yayınlanan ilk bölümünde en dikkat çekici isim Can Bonomo’ydu diyebiliriz. Ayrıca Bonomo’nun, dizinin jenerik müziğinde de imzası olduğunu belirtelim. Jenerik müziği Süper Baba ve Ekmek Teknesi havası yaratmış olsa da kulağa çok hoş geliyor.


Murat Akkoyunlu, Osman Wöber ve Sait Genay gibi usta isimlere değinmeden de geçemeyeceğim. Onların da varlığı diziye renk üstüne renk katmış. Hayat verdikleri karakterlere tam anlamıyla uyum sağlamışlar. Dizi yürürse bu usta isimlerin omuzlarında yürüyecektir.


Velhasılıkelam; Un, süt, şeker, yumurta hazır… Usta deseniz o da işinin piri. Lezzetli bir kek hazırlayıp, fırına verdiler. Bayatlamazsa ne âlâ!